Sevgili dostlar,
Yerel seçimler en önemli gündemimiz. Partilerin çalışması yoğunlaştı. Aday adayları, belediye meclis üyesi adayları derken ortada çok fazla isim dolaşıyor. Seçimlere daha 4 ay var. Bu köprünün altından daha çok su geçer. Siyasette 24 saat bile çok uzun süreyken, 4 ayı düşünürsek adaylarla ilgili daha çok konuşulacak isimler olacaktır.
Ben bugün sizlerle bazı kuruluşların “benim şu kadar bin oyum var. Bu oyları size yönlendiririz. Bunun karşılığında başkan yardımcılığı, meclis üyeliği vs isteriz” diye pazarlık yapmalarını ve bu pazarlıklara adayların dahil olmalarını konuşacağım.
4-5 kişilik aileler içinde bile bir çok anlaşmazlık çıkarken, bu oluşumlar nasıl olur da binlerce kişinin oyunu taahhüt edebiliyor? Neye ve nasıl güvenebiliyor? Hadi bu oluşumlar bu pazarlıkları yapıyor da adaylar buna nasıl inanıyor? Nasıl olur da bu kişilerle pazarlık yapabiliyor?
Bugünlerde bu tip pazarlıklar kulağıma öyle çok geliyor ki şaşarsınız. Bu pazarlıklar kime, neye göre yapılıyor? Birkaç fazla oy almak düşüncesiyle buna nasıl müsaade ediliyor, anlayamıyorum. Mesela bu oluşumlar kimi aday gösterecek? Hırlı mı, hırsız mı, devlet ve bayrak düşmanı mı? Bodrum’a ne verecek? Yoksa Bodrum’a değil de kendine ve onu oraya getirene mi fayda sağlayacak?
Dostlarım,
Hemen her seçimde yapılan bu tip pazarlıklar çok tehlikelidir. Bizler iş bilen, liyakatlı, herkesle iyi ilişkiler içinde bulunan, güvenilir, vatan, devlet, bayrak aşığı kişileri göreve getirmek isterken, kimbilir bu pazarlıklar sonucunda bizim karşımıza “seçin” diye kimi çıkaracaklar?
Buradan partilere ve adaylara çağrıda bulunuyorum; sizin rotanız bu tehlikeli pazarlıklar değil, millet olmalı. Kadrolarınızı belirlerken yukarıda bahsettiğim özelliklere sahip kişileri tercih etmelisiniz. Yoksa yıllardır yapılan saçma sapan pazarlıkların bedelini Bodrum fazlasıyla ödüyor. Bu seçimlerde lütfen bunlara fırsat vermeyin. Bodrum’u pazarlıklara kurban etmeyin. İnanın artık 5 dakika bile kaybedecek vaktimiz yok!