Hüseyin SOFTA
Köşe Yazarı
Hüseyin SOFTA
 

TURİZMDE 2025! KRİZ DEĞİL, UYARI OLMALI

Sevgili okurlarım ve turizm dostları, 2025 sezonunun sonuna geliyoruz. Her sene olduğu gibi bu sezon da büyük umutlarla ve beklentilerle başladı. Hepimiz sektörde %8–10 artış beklerken ne yazık ki %4,5–5 oranında kayıp yaşadık. Umarım bu kayıplar yıl sonuna kadar devam etmez. Turizm sektörü ülkemizde son yılların en zor sınavını veriyor. Enflasyon, siyasi gerginlikler, güvenlik endişeleri, personel krizi ve etik dışı uygulamalar; hem iç pazarda hem de dış pazarda talebi ciddi biçimde etkiliyor. Özellikle bazı —belki de birçok— işletmenin yarattığı “yapay pahalılık” tatilciyi olumsuz etkiliyor. Bu olumsuzlukları dikkate alarak 2026 sezonunu şimdiden planlamazsak bizi daha zorlu bir dönem bekliyor. Önceliğimiz, satış ve pazarlama politikalarımızı gözden geçirip yapay pahalılıktan kaçınmak olmalı. Maliyetlerin yüksek olduğu, enflasyonun işletmeler üzerinde baskı yarattığı bir gerçek. Bunu görmezden gelmek mümkün değil. Ancak bunu bahane ederek plansız fiyat artışlarına gitmek hem turizmi hem de ülke imajını zedeliyor. Üstelik bu sezon işler kötü gidince uygulanan “aksiyonların” (indirimlerin) %50–60’lara kadar çıktığını da biliyoruz. Daha planlı olalım; ne bu ölçekte indirim yapalım ne de ülkemizin, Bodrumumuzun “pahalı” imajına katkıda bulunalım. Birçok otel için kış dönemi oldukça uzun. En az 4–5 aylık bu süreçte personel eğitimi ve tedariki, sezon hazırlığının en önemli başlığıdır. “Sezon gelsin, nasılsa personel buluruz” yanılgısında ısrar edilmemeli. Turizme nitelikli personel kazandırmak için derneklerin eğitime ağırlık vermesi, devletin de bunu finansal açıdan desteklemesi ayrıca önemlidir. Önümüzde fuarların yoğunlaştığı ve tanıtım fırsatlarının çoğaldığı bir dönem var. Mutlaka fuarlara katılalım; buralarda hem kendi tesisimizi hem destinasyonumuzu hem de ülkemizi doğru anlatımla iyi tanıtalım. Siyasi gerginliklerin ve çeşitli olumsuzlukların yarattığı güven sorunlarının turizmi etkilemesini önlemek için doğru iletişime ihtiyacımız var. Fuarlar bu anlamda önemli bir fırsat. “2025’te biz iyi doluluklar yaşadık, bizde sorun yok” diyen turizmci dostlara da bir hatırlatma: Kişi başı gelirler ne durumda? Kâr marjınız yeterli mi? Yukarıda belirttiğim gibi %50–60 indirimlerle dolan bir otel bu sorulara olumlu yanıt verebiliyor mu? Lütfen bu soruların cevaplarını dikkatle analiz edelim. Turizmde günü kurtarmak bile yetmezken, sürdürülebilir turizm hedefinden daha da uzaklaşmayalım. Tüm bu yaşananları dikkate alarak 2025 sezonunu “kriz yılı” değil, “uyarı yılı” olarak kabul edelim. Herkes uyarısını önce kendine yaparak; kabul edilebilir fiyatlandırma politikasıyla bütçe oluşturup personel politikasını gözden geçirerek 2026 sezonunda daha verimli, daha sürdürülebilir bir faaliyet yürütmeyi hedeflemelidir.
Ekleme Tarihi: 27 Eylül 2025 -Cumartesi

TURİZMDE 2025! KRİZ DEĞİL, UYARI OLMALI

Sevgili okurlarım ve turizm dostları, 2025 sezonunun sonuna geliyoruz. Her sene olduğu gibi bu sezon da büyük umutlarla ve beklentilerle başladı. Hepimiz sektörde %8–10 artış beklerken ne yazık ki %4,5–5 oranında kayıp yaşadık. Umarım bu kayıplar yıl sonuna kadar devam etmez.

Turizm sektörü ülkemizde son yılların en zor sınavını veriyor. Enflasyon, siyasi gerginlikler, güvenlik endişeleri, personel krizi ve etik dışı uygulamalar; hem iç pazarda hem de dış pazarda talebi ciddi biçimde etkiliyor. Özellikle bazı —belki de birçok— işletmenin yarattığı “yapay pahalılık” tatilciyi olumsuz etkiliyor.

Bu olumsuzlukları dikkate alarak 2026 sezonunu şimdiden planlamazsak bizi daha zorlu bir dönem bekliyor. Önceliğimiz, satış ve pazarlama politikalarımızı gözden geçirip yapay pahalılıktan kaçınmak olmalı. Maliyetlerin yüksek olduğu, enflasyonun işletmeler üzerinde baskı yarattığı bir gerçek. Bunu görmezden gelmek mümkün değil. Ancak bunu bahane ederek plansız fiyat artışlarına gitmek hem turizmi hem de ülke imajını zedeliyor. Üstelik bu sezon işler kötü gidince uygulanan “aksiyonların” (indirimlerin) %50–60’lara kadar çıktığını da biliyoruz. Daha planlı olalım; ne bu ölçekte indirim yapalım ne de ülkemizin, Bodrumumuzun “pahalı” imajına katkıda bulunalım.

Birçok otel için kış dönemi oldukça uzun. En az 4–5 aylık bu süreçte personel eğitimi ve tedariki, sezon hazırlığının en önemli başlığıdır. “Sezon gelsin, nasılsa personel buluruz” yanılgısında ısrar edilmemeli. Turizme nitelikli personel kazandırmak için derneklerin eğitime ağırlık vermesi, devletin de bunu finansal açıdan desteklemesi ayrıca önemlidir.

Önümüzde fuarların yoğunlaştığı ve tanıtım fırsatlarının çoğaldığı bir dönem var. Mutlaka fuarlara katılalım; buralarda hem kendi tesisimizi hem destinasyonumuzu hem de ülkemizi doğru anlatımla iyi tanıtalım. Siyasi gerginliklerin ve çeşitli olumsuzlukların yarattığı güven sorunlarının turizmi etkilemesini önlemek için doğru iletişime ihtiyacımız var. Fuarlar bu anlamda önemli bir fırsat.

“2025’te biz iyi doluluklar yaşadık, bizde sorun yok” diyen turizmci dostlara da bir hatırlatma: Kişi başı gelirler ne durumda? Kâr marjınız yeterli mi? Yukarıda belirttiğim gibi %50–60 indirimlerle dolan bir otel bu sorulara olumlu yanıt verebiliyor mu? Lütfen bu soruların cevaplarını dikkatle analiz edelim. Turizmde günü kurtarmak bile yetmezken, sürdürülebilir turizm hedefinden daha da uzaklaşmayalım.

Tüm bu yaşananları dikkate alarak 2025 sezonunu “kriz yılı” değil, “uyarı yılı” olarak kabul edelim. Herkes uyarısını önce kendine yaparak; kabul edilebilir fiyatlandırma politikasıyla bütçe oluşturup personel politikasını gözden geçirerek 2026 sezonunda daha verimli, daha sürdürülebilir bir faaliyet yürütmeyi hedeflemelidir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberbodrum.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mustafa Ali Çotura
(27.09.2025 16:16 - #951)
Bodrum'un tarih-kültür,dopa zenginliklerinin yarattığı Bodrum turizminin kaymağını yiyen siz turizmciler Bodrumun sorunlarını halletmek için be zaman girişimlerde bulunacak ve de ne zaman keseni zin ağzını açacaksınız.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberbodrum.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Özgenç Fidanoğlu
(29.09.2025 10:00 - #952)
Hepimiz biliyoruz ki Turizm kişisel gayretlerle ilerliyor. Geleceği görmek, geleceği inşa etmek yine deneyimli Turizm yöneticilerine kalıyor. Masasında oturupta bunları düşünen yöneticilerin hislerine tercüman olmuş bir yazı. " Geçmişi unutma Geleceği boşlama" diyorum bende. Teşekkürler Hüseyin Softa.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberbodrum.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Vatandaş
(28.10.2025 04:39 - #963)
Dağı taşı betona dönüştürülmüs, trafik sorunu, güvenlik sorunu,gürültü,elektrik -su kesintisi had safhada olan,harfiyat kamyonlarinin sokaklari çignedigi ,sürekli lağim kokan,tıkış tıkış çirkin bir megakent olmus Bodrum.,ancak 50 bin kisinin ikamet edebilecegi altyapiya sahip Bodrumda 1 milyon kisi yasiyor.Bodrum turizm beldesi degil Sultanbeyli olmuş..Bugerçegi atliyoruz bence
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberbodrum.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.