(Uyarı: Bu makale geçen hafta yayınlanan Bodrum:Delux Resort of Türkiye’den önce hazırlanmış ancak yazarın bir anlık dikkatsizliği sonucu ikinci sıraya kalmıştır. Lütfen öyle değerlendiriniz.)
Geçenlerde bir dostumuz yazmıştı. Sezona hazırlık şimdiden başlamalıydı. Elbette çok haklı. Bodrum tipi iç ve dış turizme hizmet veren yörelerde aslında sezon hiç bitmez. Sezon biter, turist çekilir hemen yeni sezonun hazırlıkları başlar.
Ben 40 yıldır söylerim. Kıyı kentlerinde turizmi 12 aya yaymak beyhude çabadır. Ayrıca başarısız da olur bu girişimler. Kim başarabildi şimdiye kadar?
En güzel örneğini Kuşadası yaşadı ve yaşıyor. Ülkede 12 aya en yakın olanı o. Neden, çünkü Nisan başından itibaren gemiler gelmeye başlıyor ve Kasım ortasına kadar sürüyor. Kalan zamanda ise insanlar dinleniyor, tatil yapıyor, işlerini yeni sezon için düzenliyor ve bu aradaki süre anca yetiyor.
Bana göre bir deniz kenarı tatil beldesinin(resort) tatil süresini mi uzatacaksınız, çıkartın 6/7 aya. Misan da başlasın Kasım da bitsin, ama doya doya turist çekebilsin. Bunu sağlayın. Mesela charterlar ve acentelere teşvik verin. 15 Haziran/15 Eylül dışında da yöreye turist taşısın.
Yine amacımdan saptım. Benim derdim Bodrum’un uzun dönemli turizm yatırım ve işletme planına katkıda bulunmak ve önerilerimi sunmaktı. Halbuki geldik nereye? Hoş yukarıdaki konular da çok önemli, onların da ele alınıp tartışılması gerekir. Sırası geldiğinde ona da varım.
Sezon dışı günlerde işletmesi, oteli, restoranı, dükkanı olan yeni sezona hazırlansın. Ancak birilerinin de genel olarak Bodrum Turizmi nereye gidiyor, doğru mu gidiyor, acaba makro düzeyde doğru yönetiliyor mu diye düşünüyor ve üzerinde çalışıyorlar diye umuyorum. Gelecek için bir master plan hazırlanıp Bodrum turizminin yönü ne olmalıdır diye kafa yoruyorlardır herhalde, Ama bir sonuç göremiyoruz ortalıkta. Demek ki geçmişte bu konuda etkili bir yaklaşım yok. Ama “kendiliğinden oluşan” ciddi bir yöneliş var ve bu devam edeceğe benzer.
Arkadaşlar mutlaka çalışıyordur, ama Bodrum Turizmi’ni gelecekteki üç temel ayağı bana göre ne olur yazayım size:
- Lüks Yat konaklama/kışlama
- Lüks Kruvaziyerlerin uğrak noktası, ve
- Lüks konaklama turizmi.
Diyeceksiniz ki bunların hepsi lüks, evet lüks olacak. Bodrum bu konudaki çizgisini daha önceden çizdi zaten. Millet pahalı lahmacun veya dondurma top fiyatını Bodrum’dan öğreniyor. Gazetelere haber olan hesap fişleri Bodrum kaynaklı. Bugün Bodrum’daki tüm lüks işletmeler çalışıyor. (Sezon dışı olsa da)
Bir kere dünyanın her turizm ülkesinde mutlaka servis ve konaklama kalitesi ile DELUX düzeye çıkmış yöreler vardır. İşte size yakın komşumuz Mikanos, ileride Fransa’da Cote d’Azur, İtalya’da Capri, İspanya’da Coste Brava, Costa del Sol ya da Costa Bianca.
Bizim Bodrum’umuz artık Marmaris ile, Fethiye ile Kuşadası ile rekabet etmemelidir. Onun hedefi Akdeniz çukurunda dolaşan lüks Kruvaziye gemilerini, lüks mega yatları kendi liman/larına çekmek, bu arada zaten oluşmakta olan DeLux otel zincirlerine yenilerini eklemektir.
O zaman Milas-Bodrum Havalimanı da 5 milyon yıl/yolcu kapasitesini doldurur, Bodrum ve etrafı ihya olur, en azından daha çok katma değer yaratır,
Kimse de Bodrum’da lahmacun kaça satılıyormuş dert etmez…
Güzel geliyor değil mi insana böyle bir kentin yaşayanı olmak. Bunun bir hayal değil gerçek olabileceğini ancak bu yönde yapılacak kamu/özel çalışmaları sağlar. Öncelikle inanmış olmak gerekir. Sonra da çok çalışmak, arkası gelir.
Eleştirilere açığım, tartışırım, yanlışım varsa düzeltirim, ancak uygarca…
