Evet, yanlış duymadınız.
Bodrum’da suyumuzu çalıyorlar. Hem de öyle gizli saklı değil, alenen, utanmadan!
Üstelik bunu yapanlar, lüks sitelerin içinde yaşayanlar. Havuz başında soğuk içeceklerini yudumlarken, o suyun hangi borudan geldiğini sorgulamıyorlar çünkü her şeyi kendilerine hak görüyorlar.
Ama yok öyle yağma!
Olay ne mi?
Bir site —adını şimdilik saklıyorum— MUSKİ’nin ana hattına izinsiz boru döşemiş.
Kısacası, kamunun yani hepimizin suyuna musluk takmışlar!
MUSKİ olayı fark ediyor, tespit ediyor, gereğini yapıyor, şimdi de suç duyurusuna hazırlanıyor.
Bu sadece bir “kaçak” değil, resmen hırsızlık!
Ve en acısı ne biliyor musunuz?
Bu hırsızlığın bedelini, susuz kalan mahalleler ödüyor.
Günlerce musluktan su akmayan vatandaş, faturayı ödemeye devam ederken, birileri aynı şebekeden “beleş su” çekiyor.
Bir damla suyun bile altın değerinde olduğu Bodrum’da, bu yapılan toplumsal bir suçtur.
Bu, sadece MUSKİ’ye değil, Bodrum’a ihanettir.
Bodrum suyu zaten zor buluyor!
Her gün onlarca arıza, yenilenen hatlar, depolarda azalan rezervler…
MUSKİ gece gündüz sahada mücadele ederken, bu tür kaçaklar sistemin dengesini tamamen bozuyor.
Birileri keyfine suyu beleş şekilde hortumla çekerken, öbür tarafta çocuklar ellerini bile yıkayamıyor.
Bu işin sonu mahkemede bitmeli!
Kimse “bizim siteye yanlışlıkla bağlanmış” gibi bahanelerin arkasına saklanmasın.
Bu işi kim yaptıysa, kim göz yumduysa, bedelini ödemeli.
Çünkü su, sadece bir kaynak değil, hayatın ta kendisi.
Ve bu hayat, kimsenin özel malı değil.
Bodrum’un suyu tükenirse, sessiz kalmak hepimizin suçu olur.
