Alp ARBAK
Köşe Yazarı
Alp ARBAK
 

ETKİNLİKLERİ TÜM YILA YAYSAK YA!

Bodrum’da son yıllarda gerçekten dünya çapında organizasyonlar yapılıyor. Festivaller, yelken yarışları, uluslararası spor etkinlikleri, konserler, sanat buluşmaları, karnavallar, panayırlar… Hepsi birbirinden güzel, hepsi Bodrum’un marka değerine katkı sunuyor. Ama gelin görün ki bu güzelim etkinliklerin neredeyse tamamı Temmuz-Ekim arasına sıkışmış durumda. Yani toplamda dört ay! Bodrum’un havasını, doğasını, insanını bilen biri olarak sormadan edemiyorum; Neden sadece dört ay? Mükemmel İklim, Boş Takvim Kasım, Nisan, Mayıs, Haziran… Bu aylarda Bodrum’un havası öyle güzel ki, insanın dışarı çıkası, deniz kenarında oturası, açık alanda müzik dinleyesi geliyor. Ne sıcak bunaltıyor, ne yağmur engel oluyor. Üstelik bu dönemlerde Bodrum’un nüfusu da daha dengeli; trafik daha az, konaklama daha erişilebilir. Yani şartlar gayet uygun. Peki neden o aylarda büyük etkinlik göremiyoruz? Neden yılın sadece 4 ayı “Bodrum yaşıyor” diyoruz? Turizmi 12 aya çıkarmak istiyoruz ama fiilen 45 güne sıkıştırmışız. Sezonu Uzatmak mı? Kısaltmak mı? Eskiden Nisan’ın ilk haftasında ilk turist uçağı Milas-Bodrum Havalimanı’na iner, karşılama töreni yapılır, hepimiz “Sezon açıldı!” diye sevinirdik. Şimdi öyle mi? Haziran ortasına kadar kimse gelmiyor, Eylül sonunda da kepenkler kapanıyor. Koca sezon olmuş dolu dolu bir buçuk ay! Evet, altyapı sorunlarımız var. Evet, bazı bölgeler hâlâ kış şartlarına hazır değil. Ama mesele sadece altyapı değil, planlama. Doğru Planlamayla Olur İnanın bana, doğru bir takvim ve koordinasyonla Bodrum’da turizmi 12 ay olmasa da 8 aya yaymak hiç de hayal değil. Her ayın kendi ruhuna uygun etkinlikler planlanabilir. Kasım’da gastronomi festivali, Nisan’da tarih turları, Mayıs’ta sanat haftası, Haziran’da açık hava konserleri… Üstelik bu sadece turizme değil, yerel ekonomiye de nefes aldırır. Otelci, restoran, taksici, esnaf herkes kazanır. Son Söz Bodrum’u gerçekten yaşatmak istiyorsak, dört aya değil sekiz aya sığdıralım. Yılın geri kalanında da sahnede, denizde, doğada, galeride hayat olsun. Çünkü Bodrum sadece bir yaz tatili değil, yaşayan bir kültür. Yeter ki biz planlamayı doğru yapalım. O zaman Bodrum, 12 ay boyunca dünya haritasında parlayan bir yıldız olur.
Ekleme Tarihi: 10 Ekim 2025 -Cuma

ETKİNLİKLERİ TÜM YILA YAYSAK YA!

Bodrum’da son yıllarda gerçekten dünya çapında organizasyonlar yapılıyor.
Festivaller, yelken yarışları, uluslararası spor etkinlikleri, konserler, sanat buluşmaları, karnavallar, panayırlar…
Hepsi birbirinden güzel, hepsi Bodrum’un marka değerine katkı sunuyor.

Ama gelin görün ki bu güzelim etkinliklerin neredeyse tamamı Temmuz-Ekim arasına sıkışmış durumda.
Yani toplamda dört ay!
Bodrum’un havasını, doğasını, insanını bilen biri olarak sormadan edemiyorum;
Neden sadece dört ay?

Mükemmel İklim, Boş Takvim

Kasım, Nisan, Mayıs, Haziran…
Bu aylarda Bodrum’un havası öyle güzel ki, insanın dışarı çıkası, deniz kenarında oturası, açık alanda müzik dinleyesi geliyor.
Ne sıcak bunaltıyor, ne yağmur engel oluyor.
Üstelik bu dönemlerde Bodrum’un nüfusu da daha dengeli; trafik daha az, konaklama daha erişilebilir.
Yani şartlar gayet uygun.

Peki neden o aylarda büyük etkinlik göremiyoruz?
Neden yılın sadece 4 ayı “Bodrum yaşıyor” diyoruz?
Turizmi 12 aya çıkarmak istiyoruz ama fiilen 45 güne sıkıştırmışız.

Sezonu Uzatmak mı? Kısaltmak mı?

Eskiden Nisan’ın ilk haftasında ilk turist uçağı Milas-Bodrum Havalimanı’na iner,
karşılama töreni yapılır, hepimiz “Sezon açıldı!” diye sevinirdik.
Şimdi öyle mi?
Haziran ortasına kadar kimse gelmiyor, Eylül sonunda da kepenkler kapanıyor.
Koca sezon olmuş dolu dolu bir buçuk ay!

Evet, altyapı sorunlarımız var.
Evet, bazı bölgeler hâlâ kış şartlarına hazır değil.
Ama mesele sadece altyapı değil, planlama.

Doğru Planlamayla Olur

İnanın bana, doğru bir takvim ve koordinasyonla Bodrum’da turizmi 12 ay olmasa da 8 aya yaymak hiç de hayal değil.
Her ayın kendi ruhuna uygun etkinlikler planlanabilir.
Kasım’da gastronomi festivali, Nisan’da tarih turları, Mayıs’ta sanat haftası, Haziran’da açık hava konserleri…
Üstelik bu sadece turizme değil, yerel ekonomiye de nefes aldırır.
Otelci, restoran, taksici, esnaf herkes kazanır.

Son Söz

Bodrum’u gerçekten yaşatmak istiyorsak, dört aya değil sekiz aya sığdıralım.
Yılın geri kalanında da sahnede, denizde, doğada, galeride hayat olsun.
Çünkü Bodrum sadece bir yaz tatili değil, yaşayan bir kültür.
Yeter ki biz planlamayı doğru yapalım.
O zaman Bodrum, 12 ay boyunca dünya haritasında parlayan bir yıldız olur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberbodrum.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.