Bodrum’da toplu taşıma konusunda bana en çok ulaşan şikayetlerden biri, bazı minibüs şoförlerinin özellikle yaşlılara ve öğrencilere karşı kaba davranması.
Önce şunun altını çizeyim; İşini düzgün yapan, güler yüzlü, saygılı şoför esnafımız çok fazla. Ama ne yazık ki bu güzel tabloyu bozan bir grup da var. Ve onların davranışları hem vatandaşın sinirini bozuyor hem de toplu taşımayı bir kabusa çeviriyor.
Geçtiğimiz hafta sonu bu durumun canlı bir örneğine şahit oldum.
Minibüse bindim, selam verdim. Selamım karşılıksız kaldı… Neyse dedim, yolculuğa başladık. Bir sonraki durakta kalabalık bir öğrenci grubu bindi. Şoför, gençlere dönüp öfkeyle, bağırarak “Kartlarınızı teker teker basın! Kimse basmadan ilerlemeyecek!” diye çıkıştı. Çocuklar zaten tedirgin… Korkudan kartlarını basarken adam bağırmaya devam ediyor.
Bu sırada genç bir kadın kartını basıp arkaya ilerledi. Şoför bu kez ona bağırmaya başladı:
“Aşağıya in! Kartını basmadın!”
Kadın defalarca bastığını söyledi ama şoför bağırmayı sürdürdü:
“Ben yalancı mıyım? Basmadın! İneceksin, tekrar basıp öyle bineceksin!”
Kadın uygulamayı açıp kart bastığını ispatlamak zorunda kaldı.
Şoför ise susmadı… Yol boyunca söylenmeye, homurdanmaya, herkese ters ters bakmaya devam etti.
Çocuklar inerken son darbeyi vurdu;
“Dolmuşa adam gibi binmeyi öğreneceksiniz!”
O an müdahale etmemek için kendimi zor tuttum.
Yaşlılara kötü davranıldığına dair şikayetler de bana sık sık geliyor.
Evet, şoförlük zor iş. Tüm gün trafikte kalmak, farklı karakterlerle uğraşmak kolay değil. Ama bu kimseye bağırma, azarlama, hor görme hakkı vermez. Hele ki öğrenciyi, yaşlıyı, kadını… Kim olursa olsun!
Saygı bir lütuf değil, zorunluluktur.
Toplu taşıma ise bir hizmettir; vatandaşa stres yaşatmak değil, ulaştırmak içindir.
Bodrum’da herkesin huzurlu, güvenli ve insanca bir yolculuğu hak ettiği unutulmamalı.
Kötü örnekler yüzünden iyi şoförlerimizin emeği gölgede kalmasın artık.
