Bir yazımın çok okunması, yaptığım özel bir haberin çok ilgi görmesi beni çok mutlu eder. Bir şey kazandığımdan dolayı değil, mesleki tatmin açısından mutlu olurum.
Her gazeteci, her köşe yazarı, her yayın organı yaptığı haberlerin çok okunup, ilgi görmesini ister. Bunun içinde yayının dağıtımı konusunda çeşitli yöntemler kullanır. Sosyal medya paylaşımları, sms, whatsapp mesajları gibi…
Son yıllarda bazı yayın organları, bazı gazeteci ve yazarlar sosyal medyanın gücünü kullanmak adına bu mecralarda sponsorlu paylaşımlar yapıyor. Bazı haberlerde bunu ben de yaptım.
Sponsorlu paylaşım yapmamda ki amaç, toplum yararına olan haber ya da yazılarımın etkisinden emin olduğum için daha geniş kitlelere ulaşmasıdır.
Sütü bozuk olmayan gazeteci, yazar ve medya kuruluşları da aynı amaçla sponsorlu bağlantılar paylaşmaktadır.
Son zamanlarda ise Muğla genelinde bazı haber siteleri, sadece Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, ya da belediye kurumlarıyla ilgili yaptığı haberleri sponsorlu paylaşıyor. Bu haberlerde Ahmet Aras ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili bazı iddialar yer alıyor.
Ancak bu haberler hep tek taraflı ve dili itibariyle iftira atar nitelikte oluyor. Zaten gerek Ahmet Aras, gerekse Muğla Büyükşehir Belediyesi kurumları bu haberleri belgeleriyle yalanlıyor. Fakat bu medya organları saldırıya devam ediyor.
Benim burada şüphe duyduğum; neden sadece Ahmet Aras’ı karalayan haberler sponsorlu olarak paylaşılıyor? Amaç ne? Bu medya organlarında Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Ahmet Aras dışında okunmaya değecek başka bir haber yok mu? Yoksa siz neden sadece Ahmet Aras’ı karalama amacıyla bu siteleri kurdunuz? Amacınız ne? Neden parayı sadece MBB karalama haberlerine yatırıyorsunuz?
Amacım Ahmet Aras’ı savunmak falan değil. Hatta kendisini çok da eleştirmişimdir.
Ama bu eleştirilerim hiçbir zaman iftira ya da karalama amaçlı olmamıştır. Doğruluğuna kesinlikle inandığım, ispatlı, belgeli soru ve yazılarım hala arşivdedir, dileyen okuyabilir.
‘Ben sorayım, çamuru atayım, o cevaplasın’ mantığı, çamur at izi kalsın mantığıdır.
Maalesef bu ve benzeri yayın organları, gazetecilik mesleğini ayaklar altına alan, ‘gazeteci mi, tetikçi mi’ sorusunu sorduran yayın organlarıdır ve hepimizi töhmet altında bırakmaktadır.
Mesleğini onuruyla yapan biz gerçek gazeteciler iftiraya dayalı, ‘çamur at izi kalsın’ mantığıyla sözüm ona gazetecilik yapan bu tipleri kınamak zorundayız.
Şahsen ben bu kişilerin de ‘gazeteci’ olarak adlandırılmasından bir gazeteci olarak utanç duyuyorum!
