Sözün özü şu: Aynı üniversitenin öğrencileri olsak bile, Muğla’da öğrencilik coğrafyaya göre kader değiştirebiliyor.
Bodrum’da okuyan bir genç ile Milas’ta okuyan başka bir gencin hayat çizgisi, çoğu zaman aynı kampüs adı altında buluşan iki farklı gerçeklik gibi duruyor. Barınmadan ulaşıma, temel ihtiyaçlardan psikolojik yüke kadar hemen her başlıkta iki ayrı tablo, iki ayrı hayat…
Bodrum’u ele alalım. Kağıt üzerinde turistik bir merkezde öğrenci olmak kulağa hoş gelebilir. Yurtların otel olması da dışarıdan bakınca bir konfor göstergesi gibi görünür. Fakat o otellerin sabah–akşam yemek hizmeti vermediği gerçeği, tüm bu “konfor” algısını yerle bir ediyor. Gençler, zaten yüksek olan bölge fiyatlarının altında her öğünde eziliyor; en temel ihtiyaçlar bile bütçe yangınına dönüşüyor. Bir öğrencinin günlük yaşamı, adeta ekonomik bir hayatta kalma mücadelesine dönüşüyor.
Üstelik yerleşkenin konumu ulaşım anlamında başlı başına bir problem. Günün ciddi bir kısmını yollarda tüketmek, yalnızca maddi bir kayıp değil; aynı zamanda zihinsel bir yorgunluk, motivasyon kırılması ve eğitim kalitesine gölge düşüren görünmez bir yük. Yıllardır dile getirilen, kapı kapı anlatılan bu sorunlar, hâlâ yapısal çözümlerle buluşturulabilmiş değil.
Peki Milas?
Orada manzara bambaşka. Sakin, erişilebilir, ekonomik. Yurt sorunu neredeyse yok seviyesinde. Ulaşım daha akılcı, temel ihtiyaçlara erişim daha dengeli, fiyatlar ise Bodrum’la kıyaslandığında öğrenci dostu. Elbette Milas’ın da eksikleri mevcut; ancak hiçbiri bir öğrencinin omzuna Bodrum’daki kadar ağır bir yük bindirmiyor. Bu yüzden Milas, gençlerin nefes alabildiği, kendini güvende hissettiği bir alan olarak öne çıkıyor.
Ve işin en düşündürücü kısmı burada başlıyor:
Aynı üniversitede okuyup aynı diplomaya uzanan gençlerin, sadece bulundukları ilçe nedeniyle iki farklı evrende yaşamaya zorlanması… Eğitim gibi kutsal bir sürecin, böylesine keskin bölgesel eşitsizliklere teslim edilmesi kabul edilebilir bir durum değil.
Bodrum’daki gençler, üniversitenin değil, bölgenin yükünü taşıyor. Milas’takiler ise daha makul şartlarda, daha korunaklı bir eğitim yolculuğunda ilerliyor.
Bu tablo, Muğla’nın öğrenci politikalarını yeniden düşünmesini gerektiren açık bir çağrı niteliğinde.
Gençlerin barınma, ulaşım ve ekonomik koşullarında yaşanan bu dengesizlikler artık görmezden gelinemez.
Bodrum’da bir öğrencinin yaşadığı her zorluk, aslında hepimize düşen bir sorumluluğu hatırlatıyor:
Eğitim, bulunduğun yere göre şekillenmemeli; fırsat eşitliğinin omurgası her yerde aynı sağlamlıkta durmalı.
Unutmayalım:
Bir ülkenin geleceği, gençlerinin omzuna yük bindirerek değil; o yükü hafifleterek kurulabilir.
