Türkiye, eşsiz güzelliklere sahip onlarca sahil kentine ev sahipliği yapıyor. İzmir’in serin esintisi, Antalya’nın sıcak güneşi, Aydın’ın sakin koyları… Hepsi kendine özgü, hepsi ayrı güzellikte. Ama Bodrum, her zaman ayrı bir yerde durur. Çünkü Bodrum sadece bir tatil seçimi değildir; Bodrum, bir hayat tercihi, bazen de bir kaderdir. Bodrum’a bir kez gelenin, ruhunda bir değişim başlar. Sadece bir hafta sonu için plan yaparsınız, ama dönerken aklınızın ve kalbinizin bir parçasını orada bıraktığınızı fark edersiniz. Ve birçok insan için bu, geri dönüşü olmayan bir çağrı olur. İşte bu yüzden Bodrum’da sadece turistler değil, hayatını burada sıfırdan kurmaya karar veren binlerce insan yaşar. Peki neden Bodrum? Çünkü Bodrum, yalnızca deniz ve güneş vadetmez. Bodrum, özgürlük sunar. Burada kimse kimseyi sorgulamaz, kimse kimseyi yadırgamaz. Ünlü bir sanatçı da, bir balıkçı da aynı masada oturabilir; çünkü burada insanı insan yapan, etiketi değil, ruhudur. Bodrum, sadece sahil şeridi değil; yaşamın açık hava sahnesidir. Sabahları turkuaz bir denizde yüzebilir, öğleden sonra antik tiyatronun taşlarında geçmişle konuşabilir, akşam yıldızların altında, küçük bir sokak kafesinde hayatın gerçek ritmini duyabilirsiniz.   Bodrum, geçmişi ve geleceği aynı anda yaşatan nadir yerlerden biridir. Antik Halikarnassos’un görkeminden, Lelegler’in dağ yollarına, Osmanlı döneminin sakin limanlarından, bugünün modern marinalarına kadar zaman burada üst üste yaşar.   Başka destinasyonlar yalnızca mevsimlik güzellikler sunar. Bodrum ise dört mevsim ruhu olan bir yerdir. Kışın yağmurla yıkanmış dar sokaklarındaki sessizlik, ilkbaharda patlayan begonvillerin kokusu, yazın sonsuz deniz keyfi, sonbaharda denizden gelen serin meltem… Her mevsimde bir başka hikâye anlatır Bodrum. Bodrum bir tatil değildir. Bodrum bir yaşam biçimidir. İşte bu yüzden Bodrum’a gelenlerin çoğu, sadece bir tatil yapmış olmaz. Onlar, burada bir hayatı seçmiş olurlar. İşini, düzenini, hatta şehrini değiştiren insanlara rastlarsınız. “Bir geldim, bir daha dönemedim” diyenler, “Buraya ilk adım attığımda, artık eski ben olamayacağımı anladım” diye anlatanlar… Bodrum böyle bir yer. Her şehirde güzel plajlar bulabilirsiniz. Her kentte lüks oteller, marina restoranları vardır. Ama Bodrum’da bulduğunuz şey başka bir şeydir: Hayatla, kendinizle ve doğayla barışmak. Bodrum bir adrestir belki haritalarda, ama gerçekte bir özgürlük vaadidir. Bir yeniden doğuştur. Bu yüzden Bodrum sadece bir tatil seçimi değil, hayatın yeniden anlam kazandığı bir başlangıçtır. Ve kim bilir, belki de Bodrum’un o sonsuz maviliğinde sizin de yeni bir hikâyeniz başlar. “Bodrum çağırmaz; Bodrum alır, kucaklar ve bir daha bırakmaz.”