Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 300 baz puan indirerek %43 seviyesine çektiğini duyurdu ve piyasadaki tartışmalara son noktayı koydu.
Peki şimdi ne olacak? Yatırımlarımızda ne yönde gelişmeler yaşanabilir?
Kısa ve yüzeysel bir şekilde bazı yatırım araçları için şahsi kanaatlerimi yatırım tavsiyesi olmadan sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ülkemizde TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranının %35 seviyesinde olduğunu göz önünde bulundurursak, bu faiz düşüşü ile bir indirim döngüsüne girdiğimizi düşünüyorum. Eğer önümüzdeki günlerde çok ciddi bir siyasi ya da jeopolitik riskler oluşmaz ise, bu indirimlerin enflasyon oranı seviyesine kadar devam edeceği kanaatindeyim.
Yabancı para birimlerinde faizlerin geri çekilmesiyle yavaş yavaş yukarı yönlü bir değerlenme süreci başlayabilir. Ancak bu işin boyutu dolarizasyon dediğimiz boyuta varır mı? Ben pek sanmıyorum, bu durum tamamen TCMB’nin kontrolünde ve inisiyatifinde ilerleyecektir. Şahsi kanaatim yıl sonu dolar kurunun 45 TL, euro kurunun 55 TL seviyeleri civarında olacağıdır.
Emlak fiyatlarında da bundan sonraki süreçte çok yüksek oranlarda olmasa da fiyat artışları görülecektir. Faiz oranları düşürüldükçe kredi kullanım sayılarında artış olacak ve satışlarda artacaktır. Bu sektörde aslına bakarsanız canlanma yaşanması faizlerle beraber rayiç bedeller üzerinde yapılan çalışmaların gelişimiyle de alakalıdır. 2026 yılında şu an konuşulan rayiç bedellerinin hayata geçirilmesi durumunda sektörde çok başka fiyatlamalar görebileceğimizi düşünüyorum. Çünkü böyle bir durumda faizler nereye kadar düşürülürse düşürülsün fiyatlamalarda görülecek muazzam artışlar alımı ciddi yönde zorlaştırabilir hatta imkânsız hale getirebilir. İşte o zaman emlak sektörünü çok zor günler bekler ve bir kaos ortamı oluşabilir. Bu sebeple faizlerdeki indirimin yanında bu konuyu yakinen takip etmenizi tavsiye ederim.
BİST100 yani borsamızdaki şirketlerin hisse değerleri de bu süreçte artacaktır. Çünkü borsamız faizler ile ters korelasyon içerisindedir. Endekste ilk etapta önemli bir eşik olan 11.000 seviyesinin aşılması durumunda değerlenme artışı hızlanabilir, bu seviyenin aşılıp aşılamayacağı ve bu durumun kalıcı olup olamayacağı sıkı takip edilmelidir.
Altının değerinin hesaplanması iki bacaklıdır, biri ABD dolarının değeri diğeri ise ons altının globaldeki değeridir. Ons altının değerinde dünya çapında görülen jeopolitik risklerin devam etmesi durumunda bir değişiklik olmaz ise sadece dolar kurunda görülen artış ile de altın fiyatları yükselecektir. Her iki bacakta da artış olur ise değer artışı çok daha fazla olacaktır. Şu an için bir değerlendirme yapacak olursak, yıl sonuna yaklaştığımız dönem içerisinde gram altın fiyatının 5.000 TL olması yönünde beklenti piyasada mevcuttur diyebilirim. Gümüşün gram fiyatında da 60 TL seviyesi beklenmektedir.
Böyle dönemlerde panik işlem yapmaktan kaçınmalı ve bir süre piyasa hareketlerini takip etmelisiniz.
Benim bu yorumlarım sizin mali durumunuz ve risk getirinize uygun olmayabilir ve yatırım tavsiyesi niteliği taşımamaktadır. Bu sebeple yorumlarıma dayalı yatırım yapılmamalıdır.
Her şeyin gönlünüzce olması dileğimle…
