Enflasyon verilerinde her ne kadar düşüşler görülse de fiyatlardaki yükselişler halen devam ediyor. Artan fiyatlar geçim sıkıntısı yaratarak bizleri her geçen gün daha da zora sokuyor.
Emekliler, asgari ücretle çalışanlar, esnaflar, kamu ve özel sektör çalışanları derken kısaca çok büyük bir kesim olarak ekonomik açıdan sıkıntılı günler geçiriyoruz.
İçerisinde bulunduğumuz ekonomik koşullara bakarsak bu durumun çok kısa bir vadede düzeleceğini söylemekte oldukça zor gözüküyor.
İşletmeler bu eleman maliyetleriyle istihdam yaratmaktan kaçınıyorlar. Hatta bırakın işlerini büyütmeyi daha da küçülerek ayakta kalabilmeyi hedefliyorlar. Ek iş bulabilmekte geçmişe oranla oldukça zorlaştı.
Ticaretinde eski tadı tuzu kalmadığı ve çalışanlarda iş kaybetme korkusunun arttığı bir süreçteyiz desek yanlış olmaz diye düşünüyorum.
Hal böyle olunca insan ister istemez sıkıntılarını eş, dost, arkadaş, ailesi ve sevdikleri ile paylaşarak aşmak istiyor. Ama gel gör ki evdeki hesap çarşıya uymuyor.
Birine hâl hatır mı sordunuz? Yandınız!
Bir dokunup bin ah işitiyorsunuz.
Belki karşınızdakini dinlerken “Benimki de dert mi canım bunun yanında” diyecek belki de “Derdini anlatma sırası size bir türlü gelmediği için yakınacaksınız” ne yazık ki durum bu şekilde.
Herkesin derdi kendince büyük ve öncelikli bir sorun. Dolayısı ile bir sorununuzu çözmek için beklediğiniz söylem karşınızdaki kişiden gelmeyebilir ve bu durumda sizi üzebilir. Ancak bu sebeple kimseye kızmaya ya da darılmaya hakkımız yok, herkes kendince haklı.
İmkânımız varsa kendimize pasif gelir yaratmak, harcamalarımızı gözden geçirmek ve tasarruf tedbirleri almak, işimize odaklanmak ve de olabildiğince canımıza, malımıza ve sevdiklerimize sahip çıkmaya çalışmaktan başka çaremiz yok.
Sizin anlayacağınız diş ve kemer sıkmaya, sabır çekmeye ve şartlar ne olursa olsun hayata bir şekilde tutunmaya çalışmaya devam edeceğiz.
Devir böyle bir devir.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Her şeyin gönlünüzce olması dileğimle…
