Hüseyin SOFTA
Köşe Yazarı
Hüseyin SOFTA
 

TÜRK TURİZMİNDE YAPAY PAHALILIKLA MÜCADELE!

Turizmin en önemli faktörü eskiden deniz, kum, güneş olarak bilinir ve bu doğrultuda bizim ülkemiz gibi turizm ülkeleri prim yapardı. Ancak günümüzde turizm doğa ve kültür turizmi, sağlık turizmi, gastronomi, tarihsel özellikler ve hatta geri dönüşüm hassasiyeti turizmin trendini bu yönlere çevirdi. Bu trentlerin turizmin kalitesini artırdığını söylemek mümkün. Biz profesyonellerde yılladır kaliteli turizm mücadelesi veriyoruz. Ülkemizde turizmin bu yönde ve kaliteli ilerlemesi için çaba sarfediyoruz. Fakat ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sorunlar, sürekli maliyetlerin artması, turizm faaliyetlerinden alınan vergiler hatta kurdaki durağanlık bizleri fiyat artırmaya mecbur ediyor. Bizdeki ekonomik sorunların bir benzeri Avrupa’da da var. Böyle olunca Avrupalı ülkemizi pahalı bulmaya başladı. Sadece ülkemizdeki ekonomik sorunların yarattığı maliyet sorunları pahalılığa sebep oluyor, kaliteli turizm yapma eğilimi maliyet artırıyor ve bu da bizi pahalı ülke konumuna getiriyor dersek fazlası ile yanılırız. Oysa bırakın kaliteli turizmi tesisine çivi üstüne çakmayan işletmeler her sezon fiyat arttırıyor. Gerekçe maliyetler ! Turizm anlayışını, trendini değiştirip günümüz kalitesini yakalamaya çalışan işletmelerdeki fiyat artışlarına bakıp bizim ne eksiğimiz var deyip fiyat artıran işletmeler. Maalesef, yaz geldi nasılsa turist var deyip artıralım fiyatları ne kazanırsak kardır, sonrası bizi ilgilendirmez diyen fırsat düşkünü işletmeler. Bütün bunları denetlemeyen ya da göstermelik denetleyen merkezi ve yerel yönetimler ülkemizin pahalı turizm ülkesi olmasına sebep oldular. Peki Avrupa bizi pahalı turizm ülkesi olarak tanımlayınca ne oldu derseniz, turistler Yunanistan, Mısır gibi ülkelere kaymaya başladı. Zaten İspanya, Fransa, İtalya çok güçlü rakipler, bir de Yunanistan, Mısır gibi rakibimiz olmayacak ülkeleri ihya ettik. Üstelik iç pazarda bir kısım müşteri Yunanistan’ı tercih etmeye başladı. Bu Bodrum gibi iç pazarda çok dinamik olan bölgeleri maalesef olumsuz etkiledi. Bu furyada Yunanistan’a kaçırdığımız yerli turist sayısı yaklaşık 400.000. Turizmde sürekliliğin önemi tartışılmaz ama bu şekilde denetimsiz ve dayanaksız oluşan pahalılıklar sürekliliği olumsuz etkilemektedir. Ülke olarak 65 milyon turist ve 64 milyar USD gelir bir çok turist çeşitliliği de dikkate alındığında bu hedef tutturulabilir. Her ne kadar kişi başı turist gelirinde Avrupa’nın oldukça altında kalsak bile. Ancak bizim gibi bir ülkenin tarihi, kültürü, gastronomisi, doğası çok üst düzey olmasına rağmen hala 100 milyon turist 100 milyar USD geliri telaffuz edemiyoruz. Üstelik rakiplerimizden çok daha kaliteli tesislerimiz olduğunu da unutmayalım. Bu bilgiler ışığında sürdürülebilir kaliteli turizm yapmalıyız. Günümüz trendine uyum sağlamalıyız. Ancak bunları yaparken turizmin kalitesine ve sürdürülebilirliğine darbe vuran fırsatçıların yarattığı pahalılık sıkıntısına müsaade etmemeliyiz. Bu da özellikle merkezi ve yerel yönetimlerin gerektiği gibi denetim yapmaları ile mümkün olur. Kaliteyi yakalamadan pahalı turizm ülkesi imajı bizi geri bırakmaktadır. Bu arada biz profesyonellerinde bu sebepsiz pahalılığa karşı duruşları da önemli olacaktır. Özellikle Avrupa’da imajımızı, güvenimizi kaybetmeyelim.
Ekleme Tarihi: 04 Haziran 2025 -Çarşamba

TÜRK TURİZMİNDE YAPAY PAHALILIKLA MÜCADELE!

Turizmin en önemli faktörü eskiden deniz, kum, güneş olarak bilinir ve bu doğrultuda bizim ülkemiz gibi turizm ülkeleri prim yapardı. Ancak günümüzde turizm doğa ve kültür turizmi, sağlık turizmi, gastronomi, tarihsel özellikler ve hatta geri dönüşüm hassasiyeti turizmin trendini bu yönlere çevirdi. Bu trentlerin turizmin kalitesini artırdığını söylemek mümkün. Biz profesyonellerde yılladır kaliteli turizm mücadelesi veriyoruz. Ülkemizde turizmin bu yönde ve kaliteli ilerlemesi için çaba sarfediyoruz. Fakat ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sorunlar, sürekli maliyetlerin artması, turizm faaliyetlerinden alınan vergiler hatta kurdaki durağanlık bizleri fiyat artırmaya mecbur ediyor. Bizdeki ekonomik sorunların bir benzeri Avrupa’da da var. Böyle olunca Avrupalı ülkemizi pahalı bulmaya başladı.

Sadece ülkemizdeki ekonomik sorunların yarattığı maliyet sorunları pahalılığa sebep oluyor, kaliteli turizm yapma eğilimi maliyet artırıyor ve bu da bizi pahalı ülke konumuna getiriyor dersek fazlası ile yanılırız.

Oysa bırakın kaliteli turizmi tesisine çivi üstüne çakmayan işletmeler her sezon fiyat arttırıyor. Gerekçe maliyetler ! Turizm anlayışını, trendini değiştirip günümüz kalitesini yakalamaya çalışan işletmelerdeki fiyat artışlarına bakıp bizim ne eksiğimiz var deyip fiyat artıran işletmeler. Maalesef, yaz geldi nasılsa turist var deyip artıralım fiyatları ne kazanırsak kardır, sonrası bizi ilgilendirmez diyen fırsat düşkünü işletmeler.

Bütün bunları denetlemeyen ya da göstermelik denetleyen merkezi ve yerel yönetimler ülkemizin pahalı turizm ülkesi olmasına sebep oldular.

Peki Avrupa bizi pahalı turizm ülkesi olarak tanımlayınca ne oldu derseniz, turistler Yunanistan, Mısır gibi ülkelere kaymaya başladı. Zaten İspanya, Fransa, İtalya çok güçlü rakipler, bir de Yunanistan, Mısır gibi rakibimiz olmayacak ülkeleri ihya ettik. Üstelik iç pazarda bir kısım müşteri Yunanistan’ı tercih etmeye başladı. Bu Bodrum gibi iç pazarda çok dinamik olan bölgeleri maalesef olumsuz etkiledi. Bu furyada Yunanistan’a kaçırdığımız yerli turist sayısı yaklaşık 400.000.

Turizmde sürekliliğin önemi tartışılmaz ama bu şekilde denetimsiz ve dayanaksız oluşan pahalılıklar sürekliliği olumsuz etkilemektedir.

Ülke olarak 65 milyon turist ve 64 milyar USD gelir bir çok turist çeşitliliği de dikkate alındığında bu hedef tutturulabilir. Her ne kadar kişi başı turist gelirinde Avrupa’nın oldukça altında kalsak bile. Ancak bizim gibi bir ülkenin tarihi, kültürü, gastronomisi, doğası çok üst düzey olmasına rağmen hala 100 milyon turist 100 milyar USD geliri telaffuz edemiyoruz. Üstelik rakiplerimizden çok daha kaliteli tesislerimiz olduğunu da unutmayalım.

Bu bilgiler ışığında sürdürülebilir kaliteli turizm yapmalıyız. Günümüz trendine uyum sağlamalıyız. Ancak bunları yaparken turizmin kalitesine ve sürdürülebilirliğine darbe vuran fırsatçıların yarattığı pahalılık sıkıntısına müsaade etmemeliyiz. Bu da özellikle merkezi ve yerel yönetimlerin gerektiği gibi denetim yapmaları ile mümkün olur. Kaliteyi yakalamadan pahalı turizm ülkesi imajı bizi geri bırakmaktadır.

Bu arada biz profesyonellerinde bu sebepsiz pahalılığa karşı duruşları da önemli olacaktır. Özellikle Avrupa’da imajımızı, güvenimizi kaybetmeyelim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberbodrum.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.