Şu yaş tartışmalarını gerçekten anlamıyorum. Hele siyasette hiç ama hiç anlamıyorum.
Bir bakıyorum, 70 yaşına gelmiş siyasetçilere;
“Artık yoruldu, gençlere bırakmalı” diye yükleniyoruz. E haklıyız da…
Ama bu sefer genç biri çıkıyor, bu kez de;
“Çok genç, tecrübesiz, erken geldi, daha pişmesi lazım…”
Yahu siz ne istiyorsunuz? Bir kriteriniz var mı gerçekten?
Bodrum’daki örneğimiz Tamer Mandalinci.
Adam genç diye eleştiriliyor. “Tecrübesiz başkan”, “Bu yaşta başkan mı olunur?”
İyi de kardeşim, sizin kafanızdaki ideal yaş kaç?
Hadi söyleyin de biz de bilelim.
Ben 53 yaşındayım…
Sence siyaset yapabilir miyim?
Ama küçük bir detay var; Siyaset konusunda hiçbir fikrim yok!
Yani mesele yaş değil, mesele zihin, vizyon, azim!
Dünyaya şöyle bir bakalım…
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşındaydı.
Bu mantığa göre onu da eleştirmemiz lazım, öyle mi?
“Olur mu canım, daha çocuk. Biraz büyüsün, sonra fetheder.”
Mustafa Kemal Atatürk, 30’lu yaşlarının başında koskoca bir imparatorluğun küllerinden Cumhuriyeti kurdu.
Bu ülkeyi gençlere emanet etti. “Ey Türk gençliği!” diye başlayan bir hitabeyi gençlere yazdı.
Demek ki mesele yaş değil; mesele yürekte, kararda, cesarette.
Steve Jobs, 21 yaşında Apple’ı kurdu.
Mark Zuckerberg, 19 yaşında Facebook’u kurdu.
Greta Thunberg, daha 16 yaşında tüm dünyayı çevre politikalarını değiştirmeye zorladı.
Albert Einstein, 26 yaşında bilim dünyasını alt üst eden makaleleri yazdı.
Orhan Veli, 28 yaşında Türk şiirini bambaşka bir yere taşıdı.
Şimdi bunlara da mı “Gençsin, bekle biraz” diyeceğiz?
Atalarımız boşuna söylememiş;
“Akıl yaşta değil baştadır.”
Bizim artık kimin kaç yaşında olduğuna bakmayı bırakıp, ne yaptığına, ne yapacağına, ne ürettiğine bakmamız lazım.
Birini eleştirelim mi? Eleştirelim.
Ama yaptığı işten, ürettiği sonuçtan, ortaya koyduğu vizyondan dolayı.
Yaştan değil.
Genç diye vurmayalım…
Yaşlı diye harcamayalım…
Doğru iş yapanın yaşı olmaz.
Özetle;
Yaş tartışması, yetenek ve vizyon karşısında sadece gürültüdür.
